10 Haziran 2016 Cuma

HASANKEYF (TÜRKİYE)

HASANKEYF'e hüzünle bakış..

Mayis çocuğu olduğum için olmalı, heryıl;  mayis ayı  gelmeden tatil krizine girer, hemen hemen her mayis ayindada mutlaka  bir tatil planım olurdu. Bu sefer tatil kürem rotayı Güneydoğu'ya çizmişti.Hem bahara merhaba diyecektim, hemde içimi sızlatan, geceleri uykumu kaçıran , beni üzen Hasankeyf tarihinin, kültürünün medeniyetlerinin yok olma hikayesine  gözlerimle, kulaklarımla,  ellerimle dokunarak tanıklık edecek, havasını içime çekecek ve suyunu kana kana içecektim.

Milyarlarca insan temiz su içmeden yoksun iken ; biz enerji temini uğruna kurulacak Ilıca Barajı için tüm kültürü sular altında bırakacaktık.Üstelik UNESCO'nun dünya mirası listesine girmek için gerekli olan 10 kriterden 9'unu karşılayan tarihi kent olmasına rağmen.Tepsimizde hazine var; ama belli bir sermayenin doymayan para tutkusu  uğruna, göz göre göre şehrin sular altında kalıp yok olmasını hep beraber izleyecektik.Uyan halkım desekte, halkımız uykudan hiç uyanmadığından bu hikaye böyle devam edecekti..

01.05.2014-İstanbul'dan uçakla Adıyaman havaalanına inmiştim.Hava değişimini hemen hissetmiştim.Hep gözümde gitmeyi büyüttüğüm Güneydoğu'ya gitme hayalimi nihayet gerçekleştirmiş ve Adıyaman havalimanına inince tatlı bir heyecan kaplamıştı içimi.



Okumasaydım herhalde çiftçi olurdum( hayvanlara dokunamazsamda:)))..yada ressam olsam koyunların,keçilerin resmini yapardım.
Bu tabloyu seviyorum!!!

                                           Hasankeyf'e otobüsle bu güzelim yolları aşarak nihayet varmıştık.Bulutlar, sonsuzluk hissi veren uçsuz bucaksız ova ve toprak anadan fışkıran enerji ; beni benden aldı..Güneydoğu niye bu kadar kıymetli; daha iyi anlıyordum şimdi..

.


 Gördüklerimden etkilenmemek mümkünmü!!!...Harikulade görüntüler, tarihi eserler buna denir...İpek yolu, Dicle nehri, Mezopotamya, Romalılar, Artuklular,Sümerler, Akadlar, Asurlar,Babiller, Medler..Persler.,Osmanlılar..Onlarca medeniyet burada konaklamıştı..sanki çocukluğuma dönmüştüm..Orta öğrenimde okuduklarımı hatırlamaya başlamıştım..Güzel bir tekrar oldu sanki..
130 Yıl Artuklulara başkentlik yapan Hasankeyf'in hazin hikayesi....Keşke hakkında çok şeyler yazabilsem..

Şimdi şehri kısaca dolaşalım;

El Rızk Camisi:1409 Yılında Hasankeyf'in en büyük imarına katkıyı sunan Eyyubi Sultanı Süleyman tarafından yapılmıştır.




















Sultan Süleyman camii:Eyyubi Sultanı Süleyman tarafından 1407 yılında yapılmıştır.Minaresi çok güzel motif ve kitabelerle süslenmiştir.



Taş Köprü:Dünyanın en büyük ve gösterişli taş köprüsü olarak bilinmektedir.Nehir içindeki iki ayağı arasındaki mesafe 40 M kadardır.Asırlarca ipek yoluna geçit vermiştir.Moğolların bölgeyi istila etmesinden dolayı köprü büyük bir tahribata uğramıştır.



Küçük  Saray:1328 Yılında Eyyübiler tarafından yapılmıştır.

  
Hamam:Osmanlı döneminin tek eseridir.Dicle'nin kuzey batısında tarihi köprünün batısında yer almaktadır.
Mağaralar:Yaklaşık 5000 mağara varmış.

Esnaf tehlikenin  farkındaydı aslında.





2016-0cak-Yıllardır tartışılan tarihi kent Hasankeyf'in kaderi belli oldu. Meclis'te kabul edilen torba yasa ile birlikte Hasankeyf'in sular altında kalmasına onay çıktı!!!



Son kez şehre bakmak için şehrin tepesine kadar yürüdüm.Gördüğüm manzara tam şoklara soktu beni. Raman dağının eteğine kurulan Toki evleri!!! Toki evleri ve Hasankeyif...
 
 
Bu yaralı ve sahipsiz kasabadan ayrılmadan önce Dicle'ye tekrar gözüm takıldı.

Söyleyebilecek tek bir sözüm bile yoktu. 


Ve Dicle ağlıyordu..
Elveda Hasankeyif..

 Tüm fotoğraflar bana aittir.
Songül Ümit Koşar
09.06.2016

Hiç yorum yok: