03.05.2016
MUTLULUK HERYERDE
Uzun zamandır hayatımı nasıl sadeleştirebilirim ve nasıl mutlu olabilirim üzerinde düşünüyorum.
Stresli bir iş temposunda çalışıyorum.Aldığım ücret ile aynı oranda harcama yapabiliyorum.
Kazanıyorum ve harcıyorum.İyi bir tüketiciyim.
Nasıl yaşadığım değil nasıl harcadığımın önemli olduğu bir toplumun parçası olduğunu farkettim.
Farkında olmadan sistemin bana dikte ettiği ,İhtiyacım olmayan şeyleride alma alışkanlığından dolayı mutsuz olduğumu farkettim.
Ben artık uyanıyorum ve bu kapitalist sistemin destekçisi, parçası olmak istemiyorum.
Sizce mutluluk aşağıdaki tanımlar olabilirmi;
• Pahalı otomobiller
• Odalarını kullanmadığınız kocaman evler
• Hiç izlemediğiniz dev ekran televizyon
• Pahalı marka ayakkabi , çanta, saatler..
• Çoğunu kullanmadığınız yemek takımları, kadehler..
• Yılda bazen 1 hafta kullandığınız yazlık ev
• Kütüphanenizde okumadığınız için tozlanan kitaplar
• Dostluğundan faydalanamadığınız gereksiz arkadaşlar, ortamlar
İşte tam bu noktada; sizi sahip olduğunuz varlıkların envanterini çıkarmanızı davet ediyorum.
Belkide ,şuanda evinizde kaç çift ayakkabınız var diye sizlere sorsam, birçoğunuz veya tamamınız cevap veremeyecektir.
Bende gerçekten bilmiyorum.Şöyle bir matematik hesabı yapalım;
Her yıl 4 çift ayyakkabı alsak 10 yılda 40 çift ayakkabı yapar.. Bu hesap en mütevazi hesaptır..
Ben biliyorumki biz daha çoğunu almayı çok seviyoruz.Yapılan ucuzluklarla bilinç altı körüklenen alışveriş çılgınlığı ile, al kenara koy, sonra lazım olur ve kullanırsın mantığı İle..Sınırsız kredikartı kullanığım özgürlüğü ile..
Çoğu zaman o sonra kullanırım olayı hiç olamıyor ve üzerine gelen odalar dolusu gardropta etiketi üzerinde kıyafetler tozdan eskiyor..Onunda bir raf ömür vardır, bunu unutmayalım.
Ne zamanki kendi varlıklarımın listesini çıkardım, o zaman gerçeklerin farkına vardım.
O zaman sahip olduklarımın BANA SAHİP OLDUĞUNU anlıyorum.
Önce paramız, sonra değerlerimiz sonrada ruhumuzun tüketildiğini ve kullanıldığımızı farkediyorum.
Avucumu açıp özgür olmak istiyorum.
Maymunun yapamadığını ben yapmak istiyorum.
Örneği incelersek;
Avcılar maymuna bir tuzak hazırlıyor.Hindistan cevizini oyuyor ve içine tatlı bir yiyecek koyuyor.Ancak yarıktan el açıkken girebiliyor ve çıkabiliyor.Oysaki yiyeceği çıkarmak için eli yumruk yapmak gerekiyor.Yumruk el yarıktan çıkamıyor.Tabiki maymun yiyeceği çıkarmak içini elini yumruk yaptığı için avcıların tuzağına düşüyor ve çılgına dönüyor tabiki.
Maymun arzu, açgözlülük ve bağımlığın esiri oluyor.
Bağımlı olduğumuz şeylerden kurtulalım ve kendimizi serbest bırakalım.
Bana göre mutluluk ise;
• Pahalı bir çanta yerine spor salonu üyeliği bizi daha mutlu edebilir
• Ağaçların altında yürümek
• Çimlerin üzerinde uzanmak, kitap okumak, Oksjieni doyasıya içine çekmek
• Pahalı araba satın almak yerine seyahatler satın almak
• Dünyayı sırt çantası ile dolaşmak
• Farklı kültürleri yaşamak
• Bilmediğiniz ortamları keşfetmek
• Bazen mutluluk ufacık bir karavanada yaşamaktır
• İşe bisikletle gitmektir
• Sokaktaki insanlara gülümsemek ve selam vermektir
• Pahalı bir ruj yerine sinema ve tiyatroya gitmektir
• Konserlere gidip müziğin gıdasını almaktır
• Okuduğun veya raftaki tozlanan kitaplarını paylaşmaktır
• 72 Parça yemek takımı yerine 4 tabak 4 bardakla yetinmektir
• Elimizdeki eşyalarımızı yoksul ve ihtiyacı olan kişilerle paylaşıp onların mutluluğuna ortak olmaktır..
• Sokaktaki hayvana dokunmaktır
• Gönüllü sosyal sorumluklarda bulunmaktır..
• Çocuklarımıza verebileceğimiz bilinçli eğitimlerdir..
Sonuç olarak;
Mutluluk;iki göğsün arasında ; hırs, kin, kıskançlık hissettiğiniz yerde, kalbinizin gümbür gümbür attığı yerde saklanıyor.
Altta kalmış, sıkışmış, yukarı çıkamıyor.
Sizin elinizi uzatıp onu dışarı çıkarmanızı bekliyor.
Serbest kalmayı ve böylece sizeyardım edebilmeyi bekliyor
Ve mutluluk; böylece heryerde olabilecektir...
Sadece mutluluğa dokunalım , kendimizi serbest bırakalım ve basit bir yaşamı tercih edelim...
Songül Koşar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder